top of page
Ara
  • Yazarın fotoğrafıSaadet Şen

Geleceğe Hazır Gençler Yetiştirmek

Hepimiz birini yetiştirmeyi düşündüğümüzde. elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışırız.

Bizi yetiştirenlerde, bizlerde, muhtemelen yetiştirdiklerimizde öyle yapacak.


“Bildiğimizin en iyisi”

Bildiğimizin en iyisi ne demek acaba? Bu güne kadar bize öğretilen mi? Geliştirmek için yeni bilgelerle buluşturuyor muyuz kendimizi ve bilgilerimizi?


Çoğu zaman evet .

Kuşak çatışmaları da bu yüzden oluyor zaten. Aslında eski ile yeniyi ustaca uzlaştırırsak ve birbirimize katarsak neler olurdu acaba? Neden gelen genç nesil hala seçtikleri mesleklerde mutsuzlar ya da hayata yeterince hazır değiller.


Hayat bu gençlere doğru hızla yakalaşıyor.


Güncelleştirilmiş, stratejiler uygulayıp, başarısızlıktan başarıya doğru taşıyabilirsek, rüzgara doğru savrulmalarını engelleyip, kontrollerini ellerine verebilirsek, kendilerinde nefret etme ve herkesi – her şeyi suçlama pozisyonundan çıkartıp, saygınlığı katabilirsek sadece bulabildikleri ile yetinmeyip hak ettiklerini alabilmelerini sağlarız.

Çünkü çok iyi biliyorum; onlarda bunu istiyorlar, sadece nasıl yapacaklarını bilmiyorlar.

Hadi onlara destek olup, yol gösterelim.


Mutlu bireylerin oluştuğu bir toplum için ne yapabiliriz diye düşündüğümüzde,

“Kendimiz ve Çocuklarımız için neyi farklı yapabiliriz ” güçlü sorusu ile yola çıktık.


Fark yaratabilirsek, farklı sonuçlara ulaşırız.

Çağdaş kültüre has olan ve eğitim uygulamaları içindeki faktörlerin çocuklara zarar verdiğini düşünmek için gerekli nedenlerimiz olabilir. Bir yandan eğitmen eğitimlerimizin

( pedogoji- psikoloji ) ne kadar zenginleştirilebileceğini düşünürken, bir yandan da ebeveynler çalıştığı için, yayınların(görsel- işitsel) neler öğretebileceği ile ilgileniyorum.


Tümüne baktığımda zihinsel gelişmeyi engelleyen faktörlerle karşılaşıyorum. Gelişen, üreten, yeteneklerini ortaya koyan, bilgiyi kavradıktan sonra uygulamaya geçebilen, değerlendirme yapabilen bireyler yetiştirmek ve onları geleceğe hazırlıklı kılmak adına yazılacak bu yazılar.


Büyük ailelerde büyüklerden bir şeyler görüyorlardı çocuklar. Şimdi çekirdek aileler var. Anne babanın çalıştığı ve hafta sonları çocuk mutlu hissetsin diye bir şeyler yapmaya çalışan anne babalar sırf mutlu olsun diye.


Ama istediğimiz beklediğimiz kadar mutlu olmuyor çocuklar. Onlar istemeden veriyoruz her şeyi.

Doyumsuz ve memnuniyetsiz bir nesil oluşuyor. Dengesizlik başlıyor bu sefer. İkna etmeyi, emek vermeyi öğrenmeden büyüyorlar. Oysa karşılaştıkları herkesi ikna etmeleri gerekecek. Arkadaşlarını, öğretmenlerini, patronlarını, müşterilerini ve eşlerini. Çocuklarımızın mutsuz olduklarını fark ettiğimizde biz de mutsuz ve ümitsiz hissedebiliriz. Hatta bir çok danışanımın belirttiği gibi başarısız.


Tüm hayatımızı, programımızı hatta önceliklerimizi verdiğimiz halde, sonuçlar istediğimiz gibi değil ise umutsuzluk getiriyor beraberinde.


Hiç birimiz ifade etmesek de aslında hepimiz 20 yaşındaki çocuğumuzun nasıl biri olacağını düşünürüz


Bizim idealimizdekiler onların geçekleri ile uyuşmadığında çatışmalar yaşanıyor.

İstediğimiz kendi ayaklarının üstünde durabilen, güçlü, kontrollü, özgüvenli, başarılı, saygınlık ve sevgi uyandıran gençler yetiştirebilmektir.


NASIL?

Aslında neler yapmamız gerektiğini biliyoruz. Esnek ol, hoşgörülü ol, sevgi dolu ol, sabırlı ol…


OL DA NASIL?

İşte bu yazı dizisi nasıl’ın ve Fark Yaratabilmemizin peşinde olacak. Sizler ve desteklerinizle…


İstediğiniz, sonuçları elde ettiğiniz yöntemleri bizimle paylaşırsanız birlikte zenginleşme fırsatını yakalayacağız diye düşünüyorum. Amacım sizlere çok yeni şeyler sunmak değil. Aslında çok iyi bildiğiniz birtakım şeyleri hatırlatmak olacak.


Okuldaki sistemden kafası karışan çocuklar, evde de bir takım iletişim engelleri ile karşılaşınca kendilerini yalnızlığın ya da arkadaş gruplarının içinde buluyor.


Ve bazen sırf o gruplarda kabul görmek yada konumlanabilmek adına ailenin onay vermediği, belki kendisinin de ilerde pişmanlık duyabileceği, birtakım seçimler yapabiliyor.

Kabul ve onayı kendi ailesi içinde bulursa, kaybolma hissinden kurtuluyor.

Bireymiş gibi saygı gösterdiğimizde ise sadece onun sorunları ile değil, ailevi sorunlar için fikirlerine ihtiyaç duyduğumuzu belirttiğimizde ise yetişkinler arasında konumlanıp birden büyüyorlar.


Önümüzdeki yayınlarda satır arası verdiğimiz gizli mesajları, anladıkları dili ele alacağız.


Hepimiz onları gerçek dünyaya hazır konuma getirmek istiyoruz. Gerçek dünyada hız durmuyor. Danışmanlar, eğitmenler ve ebeveynler bu hıza yetişmeye çalışıyor.Bu yolculukta beraber olabilmek dileği ile…


Saadet Şen Öner



bottom of page