top of page
Ara
  • Yazarın fotoğrafıSaadet Şen

Karar anında kararsızlığa nasıl hükmedersin?

Her bir seçim aslında bir karardır. 

Hangi ülkede yaşamalı, hangi işi seçmeli, hangi kariyer planımı hayata geçirmeliyim? Eş seçmek, okul seçmek, spor salonu, diyetisyen, doktor seçmek, kilo vermek, sigarayı bırakmak, saçımı kestirmeli mi, öğle yemeğinde ne yemeli…



Bazen kendimiz olmak çok zor, bazen değişmek zor, bazen de değişememek.Yapmak istediğimizi söylüyor, doğru olanı biliyor, bir türlü harekete geçemiyoruz. Belki çok kez harekete geçiyor ve yoldan dönüyoruz. 


Ne oluyor da aldığımız karara uyamıyor, karar vermekte zorlanıyoruz. Bu kargaşayı yaşamak zorunda kalıyoruz. 


Nasıl kolayca ve doğru kararlar verebilir,  doğru seçimler yapar, tutarlı oluruz? 


Hadi keşfe çıkalım!


Bizi kararsız bırakan, seçimi zorlaştıran nedir?

Kafamız çalışmadığından değil, seçim yeteneksizliğimizden değil. 

Peki  hata yapmaktan, başarısız olmaktan mı korkuyoruz? 

Çok fazla hatalı sonuçtan sonra öğrenebiliyoruz doğru karar vermeyi. Sadece biz değil, bu gezegendeki herkes. Bu gezegendeki herkes böyle öğrendi. Bu nedenle bizden öncekilerin tecrübelerinden yararlanmak da fayda olabilir. Öğrenmek, bir dahaki sefere neyi farklı yapacağımı bilmem demektir. Başarısızlık da geri bildirimdir. İstediğim sonucu alana kadar neyi farklı yapacağımı, neyi revize edeceğim yaklaşımını sürdürmem demektir.

Yaptığımız şeyleri neden yaptığımızı, anlarsak eğer..

Karar verirken bazen kolayca bazen de çok zorlandığımızı fark etmiş olmalısınız.

Kolayca verdiğimiz kararlar, bize en uygun seçeneği tercih ettiklerimiz.


Zorlandıklarımız ise; karar verirken bazı seçeneklerden vazgeçmek istemiyorsak, hepsine sahip olmak istiyorsak. Tam terside olabilir, hiç birini seçmek istemezsek. Biri diğerinden daha iyi değilse.


Verdiğimiz karar; değişmemizi, konfor alanından çıkmamızı, çevremizi değiştirmemizi  gerektiriyor, cesaret istiyorsa.. 


Dikkatimiz dağılıyor, yapmaktan kaçınıyoruz, güçsüz, keyifsiz hissedip, başarısız sonuçlar elde edecek şekilde koşullanıyoruz. Ne yapılması gerektiğini biliyor, bunu dile getiriyor ve yapmıyoruz.


Kendimize olan güvenimiz yada saygımız sarsılıyor.  Biri gelip bunu taçlandıracak şekilde konuşursa “Neden yapamadın hala, sen de bir sorun mu var?” gibi, daha da dayanılmaz oluyor.

FARKINDA OLMAK!

Bir seçim yaptığımızda diğerinden vazgeçmiş oluyoruz. Verdiğimiz her karar bize ne getiriyor, ne götürüyor. İşin aslı bir karar vermek, harekete geçmek demektir. Hala harekete geçmediysek karar vermiş de sayılmıyoruz. Harekete geçmek başlangıçta var olduğunu düşündüğümüz, yolda karşılaşacağımız tüm dezavantajları dönüştürecek güçtür.


Bugün yaşadığımız, deneyimlediğimiz her şey için, geçmişte bir karar verdik. Geleceği de bugün vereceğimiz kararlar şekillendirecek. Gerçekten bir karar verirsek, onu yaparız. Yapmıyorsak, gerçekten istemiyoruz demektir. Derindeki değerimiz ile kararımız arasında çatışmamız vardır. Bizi durduran da budur. Bize acı veren seçenekten uzaklaşıyoruz


Bazılarına verilmiş bir potansiyel değil, hepimizin içinde bu muhteşem güç var. Sadece bize uygun şeyi seçip, hareke geçtiğimizde derinlerden çıkıyor. 

Tutarlı olmak için hedefimiz ile, kendi derin değerlerimizin uyumlu olması gerekliliğidir.

DEĞERLERİMİZ, PUSULAMIZ 


Kararımızın getirdiği şey, değerimize uyumlu mu?


Olmamızı istedikleri insan olmayı gerçekten deniyoruz ama olduğumuz insan olmayı kabul etmek özgürlük getiriyor. Cesaret istediği de açık. Gerçek olanı kabul etmek. Adanmış bir tutarlılıkla kolayca kararlar  almamızı sağlayan, kendi öncelikli değerlerimizi bilmek.


Değerlerimizin görevi bu; pusula gibi, doğru yol haritasında kalmamızı sağlamak. Değerlerimiz ,elle tutulur değiller, sayısallaştırılamayan, ölçülemeyen şeyler. El arabası ile taşınamıyor. Ordan bir kilo huzur ver, 12 adette güven alalım! diyemiyoruz.


Sadakat, takdir, sevgi, güç, kabul görme, onaylanma, denge, esneklik özgürlük, mutluluk gibi. İki şey için harekete geçiyoruz. Ya bu değerleri kaybetmemek için (acı), ya da bu değerleri bulmak, çoğaltmak için (haz). 

Tahmin edeceğiniz gibi acı veren şeyden uzaklaşmak, haz veren şeye yaklaşmak için harekete geçiyoruz. 


Elimizdeki şey bizi mutsuz etse bile, deneyip başarısız olma duygusunu daha acı verici bulursak, harekete geçmiyoruz, bu mutsuzluğa katlanmayı seçiyoruz. Mevcut durum dayanılmaz bir acıya ulaştığında, harekete geçiyoruz. 


En can alıcı bilgi için hazır mısınız?


Bize en derin gerçekliğimizde neyin acı, neyin haz verdiğini bilir ve bağlamlarını değiştirebilirsek istediğimiz sonuçlar içi hiç vakit kaybetmeden harekete geçer, tutarlı kalabiliriz. 


Herhangi bir konu hakkında karar verme Formülünü birlikte yazalım:


1-Şimdi eyleme geçmenin, getirdiği zorluğu (acı), 

2-Şimdi değişmemenin verdiği kolaylığı (haz)

3-Şimdi eyleme geçmemenin, önümüzdeki 5-10 yılda bize getireceği  

    zorlukları, maddi-manevi maliyeti (acı) 

4-Şimdi eyleme geçmenin, önümüzdeki 5-10 yılda maddi manevi tüm 

    olumlu etkilerini, şimdi ve gelecek açısından kazancı yazalım

 5-GÖZÜMÜZDE  olmuş gibi CANLANDIRALIM!


Hayatınızı daha kaliteli kılacak, varolan potansiyeliniz şimdi ve gelecekte zirveye performansa taşıyacak anahtar, artık elinizde.


Çok mu havalı oldu?


Başlayalım gerisi kendiliğinden gelecektir.

Comments


bottom of page